Uluçay-Güzelceçay arası kıyı kuşağında arazi kullanımı / Özgür Aras; danışman Halil İbrahim Zeybek
Özet
İnsanlar tarih süreci boyunca dünya genelinde kıyı bölgelerini yaşamaya daha uygun bulmuşlardır. Bunda kıyı bölgelerin daha düz araziye sahip olması, akarsuların getirdiği alüvyonlar sayesinde oluşan verimli taban seviyesi, kıyı ve delta ovalarının bulunması ve kıyı bölgelerin her zaman çevresine göre elverişli iklim şartlarına sahip olması gibi faktörler etkili olmuştur. Özellikle Karadeniz kıyılarında balıkçılık faaliyetinin yaygınlığı da insanları kıyı bölgelerine çekmektedir ki araştırma sahası içerisinde yer alan Yakakent önemli bir balıkçılık merkezidir.Araştırma sahasının doğusu Bafra Deltası?nın batı kenarındaki Uluçay, batısı ise Sinop ili sınırları içerisindeki Güzelceçay ile sınırlandırılmıştır. Güney sınırını ise 100 m. izohipsi oluşturmaktadır. Sahada hem alçak-basık kıyılar hem dar-yüksek kıyılar bulunmaktadır ki bu da araştırmanın kapsamını çeşitlendirmektedir. İnceleme alanında delta üzerinde yer alan bölüm insanlar tarafından çok daha yoğun bir şekilde kullanıldığı için falezli ve yüksek kıyı özelliği gösteren kısma göre çok daha detaylı analiz edilmiştir. Çünkü beşeri etkiler burada çok daha fazla ön plana çıkmaktadır. Türkiye?de kıyı bölgeleri genel olarak düz arazisi ve ılıman iklimiyle her zaman cazibe merkezi olmuştur. Bu durum aynı zamanda kıyılarımızın büyük bir beşeri baskı altında kalmasına da sebep olmuştur. Türkiye?de 1990?lı yıllarda anayasalarda, geçici kıyı kanunlarında yer alan maddeler kıyı kanunu adı altında toplanana kadar gelişi güzel kullanılan kıyılar bu tarihten sonra daha planlı bir şekilde kullanılmaya başlamıştır. Fakat yer yer kıyı kanununa itirazlar olmakta ve vatandaşlar belediyelerle davalık olabilmektedir.Bu çalışmada Uluçay-Güzelceçay arasında kalan sahada kıyıların doğal ortam özellikleri ve bu doğal ortam üzerinde yürütülen beşeri faaliyetler ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Beşeri faaliyetlerin kapasiteleri, kanunlara uygunluğu değerlendirilmiştir. ii Kıyılardaki beşeri baskının nasıl azaltılabileceğine yönelik çözüm önerilerinde bulunulmuştur.