Hidradenitis süpürativa hastalarında adalimumabın etkinliği ve güvenilirliğinin gerçek yaşam verileri ile değerlendirilmesi
Künye
Özdemir, H. (2022). Hidradenitis süpürativa hastalarında adalimumabın etkinliği ve güvenilirliğinin gerçek yaşam verileri ile değerlendirilmesi. (Tıpta uzmanlık tezi). Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Samsun.Özet
Giriş: Hidradenitis süpürativa (HS), akne inversa olarak da bilinen, genellikle ergenlikten sonra ortaya çıkan, aksilla, inguinal, gluteal bölge, meme arası ve altı gibi apokrin glandlardan zengin olan alanlarda ağrılı nodül, apse, akıntılı sinüs traktları ve skarlar ile seyreden yaşam kalitesini olumsuz olarak etkileyen kronik tekrarlayıcı inflamatuar bir hastalıktır. Sistemik ya da topikal antibiyotikler, TNF-alfa blokörleri, cerrahi, lazer ve diğer ışık yöntemleri gibi tedavi seçenekleri olsa da henüz küratif tedavisi yoktur. Adalimumab, HS tedavisi için Amerika Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onay alan ilk ve tek biyolojik ajandır. Amaç: Çalışmamızda, HS hastalarında adalimumab tedavisinin etkinliği, tedaviye yanıtın demografik verilerle ilişkisi, tedavinin güvenilirliği ve Covid-19 pandemisi dönemindeki kullanımının araştırılmasını amaçladık. Hastalar ve Yöntem: Çalışmamıza, Ocak 2017-Eylül 2021 tarihleri arasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi dermatoloji polikliniğine başvuran, HS tanısıyla FDA tarafından önerilen dozda adalimumab tedavisi alan 20 hasta dahil edildi. Demografik veriler ile tedavinin başlangıcında, 12, 24 ve 36. haftalarında değerlendirilmiş olan HS-HGD, VAS ve DYKİ ölçek puanları ve advers olaylar hasta dosyalarından incelendi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen hastaların %75’i erkek, %25’i kadındı. Ortalama yaş 39,2±12,9 yıldı. Hastalar HS-HGD ölçeğine göre 36. haftada değerlendirildiğinde %47,7’si tam yanıt, %26,3’ü kısmi yanıt verirken %26,3’ü yanıtsızdı. Tedavinin başlangıcı ile 36. hafta değerlendirildiğinde HS-HGD skorunda anlamlı düşüş bulundu (p=0,001). VAS ölçeğine göre 36. haftada hastaların %73,7’si tedaviye yanıt verdi ve bu istatistiksel olarak anlamlıydı (p<0,001). DYKİ ölçeğine göre 36. haftada hastaların %84,2’si tedaviye yanıt verdi ve bu yanıt istatistiksel olarak anlamlıydı (p<0,001). Demografik veriler ile etkinlik arasındaki ilişki değerlendirildiğinde cinsiyet, VKİ, iv tanı alma süresi, sigara içiciliği ve klinik fenotip ile ilişki bulunamazken, erken Hurley evresi ile tedaviye yanıt arasında pozitif ilişki bulundu. Hastaların %15’inde ciddi olmayan advers olaylar görüldü. Bir hastada hastaneye yatışı gerektirmeyecek Covid19 enfeksiyonu tespit edildi ve aynı hasta Covid-19 enfeksiyonu geçirmesi nedeniyle tedavinin 24. haftasında tedaviyi bıraktı. Sonuç: Adalimumab, HS tedavisi için HS-HGD, VAS ve DYKİ ölçekleri ile değerlendirilerek etkili bulundu. HS-HGD, VAS ve DYKİ ölçeklerinde 0-12 hafta arasındaki fark 12-24 ve 24-36 haftalar arasındaki farkla karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bulundu ve bu ilacın yükleme dozu ile ilişkilendirildi. Yüksek dozların daha etkili olabileceği fikri ortaya çıktı. Cinsiyet, VKİ, tanı alma süresi, sigara içiciliği ve klinik fenotip ile tedaviye yanıt arasında ilişki bulunamadı. Erken Hurley evresine sahip hastaların HS-HGD ölçeğine göre tedaviye daha iyi yanıt verdiği bulundu (p=0,037). Böylece daha erken dönemde adalimumab tedavisi başlanması ile tedaviye daha iyi yanıt alınabileceği düşünüldü. Çalışmamızda literatüre göre daha az advers olay görüldü (%15). Ciddi advers olay görülmedi. Advers olayların değerlendirilmesinde daha uzun takip süresi olan gerçek yaşam verileri daha anlamlı olacaktır. Adalimumab kullanımının Covid-19 enfeksiyonunun şiddetini arttırdığını destekleyen bulguya rastlanmadı. Introduction: Hidradenitis suppurativa (HS), also known as acne inversa, usually occurs after puberty and is characterized by painful nodules, abscess, draining sinus tracts and scars in areas rich in apocrine glands such as axilla, inguinal, gluteal region, intermammary and underside. It is a chronic recurrent inflammatory disease that negatively affects the quality of life. Although there are treatment options such as systemic or topical antibiotics, TNF alpha blockers, surgery, laser and other light methods, there is no curative treatment yet. Adalimumab is the first and only biologic agent approved by the US Food and Drug Administration (FDA) for the treatment of HS. Objective: In our study, we aimed to invastigate the efficacy of adalimumab treatment in HS patients, the relationship between the response to treatment and demographic data, the reliability of the treatment and its use during the Covid-19 pandemic. Patients and Methods: Our study included twenty patients who applied to the dermatology outpatient clinic of Ondokuz Mayıs University Faculty of Medicine between January 2017 and September 2021 and received adalimumab treatment at the dose recommended by the FDA with the diagnosis of HS. HS-PGA, VAS and DLQI scale scores evaluated at the beginning of treatment, at 12, 24 and 36 weeks and adverse events and demographic data were analyzed from patient files. Results: Of the patients included in the study, 75% were male and 25% were female. The mean age was 39.2±12.9 years. When the patients were evaluated at 36 weeks according to the HS-PGA scale, 47.7% had a complete response, 26.3% had a partial response, 26.3% had no response. When the beginning of the treatment and the 36th week were evaluated, a significant decrease was found in the HS-PGA score (p=0.001). According to the VAS scale 73.7% of the patients responded to the treatment at 36 weeks and this was statistically significant (p<0.001). According to the DLQI scale, 84.2% of the patients responded to treatment at 36 weeks and this vi response was statistically significant (p<0.001). When the relationship between demographic data and efficacy was evaluated no relationship was found with gender, BMI, duration of diagnosis, smoking and clinical phenotype while a positive relationship was found between early Hurley stage and response to treatment. Nonserious adverse events occured in 15% of patients. Covid-19 infection was detected in one patient which would not require hospitalization and the patient discontinued treatment at the 24th week of treatment due to Covid-19 infection. Conclusion: Adalimumab was found to be effective for the treatment of HS by evaluating with HS-PGA, VAS and DLQI scales. The difference between 0-12 weeks in the HS-PGA, VAS and DLQI scales was statistically significant when compared to the difference between 12-24 and 24-36 weeks and was associated with the loading dose of this drug. The idea arose that higher doses might be more effective. No relationship was found between gender, BMI, duration of diagnosis, smoking, clinical phenotype and response to treatment. It was found that patients with early Hurley stage responded better to treatment compared to the HS-PGA scale (p=0.037). Thus, it was thought that a better response to the treatment could be obtained by starting adalimumab treatment at an earlier period. In our study, less adverse events were reported to the literature. No serious adverse events were reported in our study. Reallife data with longer follow-up will be more meaningful in the evaluation of adverse events. There was no evidence to support that the use of adalimumab increased the severity of Covid-19 infection.