Adenoviral keratokonjonktivit epidemisinde klinik özellikler ve salgınla mücadele
Özet
Amaç: Bir adenoviral keratokonjonktivit salgınının klinik ve epidemiyolojik özelliklerini incelemek, hastane enfeksiyon kontrol komitesi önerilerinin salgının kontrol altına alınmasındaki önemini vurgulamak. Gereç ve Yöntem: Ondokuzmayıs Üniversitesi, Tıp Fakültesi Hastanesi, Göz Kliniği’ne Nisan 2007 – Haziran 2007 tarihleri arasında başvuran ve adenoviral konjonktivit tanısı alan hastalar; enfeksiyon bulaşı, başvuru öncesi ilaç hikayesi, görme ve ön segment muayene bulguları açısından değerlendirildi. Bulgular: Adenoviral konjonktivit tanısıyla başvuran 24’ü erkek, 37’si kadın 62 olgunun %64.5’inde bulaş (40 hasta) hastane kaynaklı idi. Bu hastaların 12’si hastane personeliydi. Hastaların %51.6’sında (32 hasta) enfeksiyon bilateral seyretti. Preauriküler lenfadenopati hastaların %17.7’sinde saptandı (11 hasta). Hastaların %58’inde (36 hasta) kapak ödemi, %21’inde (13 hasta) kemozis mevcuttu.On hastada (%16.1) membran psödomembran oluşumu gözlendi. Kornea tutulumu %27,4 hastada gerçekleşti (17 hasta). Kliniğe başvurunun en yüksek düzeyde olduğu dönemde enfeksiyon kontrol komitesinin önerileriyle poliklinik ve servis muayene bölümleri bir gün süre ile kapatıldı; yüzeyler sodyum hipoklorit ile temizlendi. Tüm muayene ekipmanlarına %70’lik izopropil alkol ile veya etilen oksit ile yüksek düzey dezenfeksiyon veya sterilizasyon uygulandı. Bu önlemler sonrası nozokomial bulaşı olan yeni vaka görülmedi. Sonuçlar: Adenoviral epidemik keratokonjonktivit bulaşıcılığı çok yüksek olan ve özellikle göz kliniklerinde ciddi morbidite ile iş gücü kaybına neden olabilen bir hastalıktır. Bulaşın kontrol altına alınabilmesinde hastane enfeksiyon kontrol komitelerinin önerilerini dikkate almak büyük önem taşımaktadır. Aim: To define the clinical characteristics of an adenoviral keratoconjunctivitis epidemic and to indicate the role of the hospital infectious disease control committee in prevention of the spread of the disease. Material and Methods: The study was conducted after a keratoconjunctivitis epidemic at Ondokuzmayıs University Hospitals during May 2007-June 2007. Patients were evaluated in terms of infectious spread, topical drug history before admission, visual acuity and clinical characteristics of anterior segment findings. Results: Twenty four male, 37 female patients (62 in total) were admitted to the ophthalmology clinic. Fourty patients (64.5%) had nosocomial infections, 12 of which were hospital staff. Both of the eyes were involved in 32 patients (51.6%). Palpable preauricular lymphadenopathy was present in 11 patients (17.7%). Eyelid edema was present in 36 patients (58%), chemosis in 13 (21%). Membranes or pseudomembranes developed in 16.1% of the patients during the course of severe conjunctivitis. Seventeen patients (27.4%) had corneal involvement. According to recommendations of the hospital infectious disease control committee the ophthalmology clinic was closed for one day and the examination rooms were cleaned with bleach and the examination equipment were cleaned with 70% isopropyl alcohol. No new nosocomial infections were encountered after these precautions. Conclusion: Epidemic keratoconjunctivitis can be highly infectious and can cause severe morbidity in ophthalmology clinics resulting in loss of productivity. It is critical to adhere to the recommendations of the hospital infectious disease control committee in order to minimize the spread of the infection.
Kaynak
MN OftalmolojiCilt
14Sayı
3Bağlantı
https://app.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TnpVME1UVTE=https://hdl.handle.net/20.500.12712/7206