Günlük tüketilen yiyecek ve içeceklerin çocuklarda mine ve dolgu materyalleri üzerindeki etkisinin incelenmesi / Mustafa Erhan Sarı ;Danışman Alp Erdin Koyutürk
Özet
Bu çalışmanın amacı çocuk diş hekimliğinde kullanılan farklı tipteki restoratif materyallerin, süt ve daimi diş minesinin yüzey özelliklerinin çocukların sıklıkla tükettiği eroziv gıdalardan etkilenip etkilenmediğini incelemektedir.Bu çalışmada asidik yiyecek ve içecekler olarak Coca cola, ayran, portakal suyu, çilekli yoğurt, dolgu materyalleri olarak Filtek Z–250, Fuji II LC ve Dyract Extra ve diş olarak da süt ve daimi diş minesi kullanıldı. Her bir materyalden 5 mm çapında ve 2 mm kalınlığında toplam 900 örnek hazırlandı. Çalışmada yararlanılan içeceklerin başlangıç pH’ları ölçüldükten sonra, her bir örnek bu solüsyonlar içerisinde 10 sn bekletildi. 10 sn distile su ile yıkandı ve bu işlem her bir zaman diliminde (1 gün, 1 hafta, 1 ay, 3 ay, 6 ay)ağız ortamını simule etmek üzere 40 kez tekrarlandı. Kontrol grubu örnekler döngüye tabi tutulmaksızın %0,9 izotonik sodyum klorür içerisinde saklandı. Hazırlanan örneklerin yüzey sertlik, pürüzlülük ve FTIR ölçümleri zaman dilimlerine göre yapıldı. Bu süreler sonrasında materyallerin yüzeyleri Tarama Elektron Mikroskobunda (TEM) incelendi. Araştırmamızda kullanılan bütün materyaller farklı ortamlarda farklı yüzey sertlik ve yüzey pürüzlülük değerlerinde %0,9’luk izotonik sodyum klorür içerisinde başlangıçtan itibaren 6,ayın sonuna kadar istatistiksel olarak anlamlı bir değişiklik gözlenmedi (p>0,01). Yüzey sertliği ve yüzey pürüzlülüğü üzerine en etkili değişikliğin içecek Coca cola ve portakal suyunda bekletilen örneklerde olduğu, en çok etkilenen materyalin de Fuji IX olduğu belirlendi. En az değişikliğin ise tüm ortamlarda daimi dişte olduğu saptandı. Materyallerin FTIR bulgularında 3, ve 6, aydan itibaren değişiklikler gözlendi. FTIR cihazından elde edilen spektrumlarda en fazla değişikliğin Coca cola ve portakal suyunda bekletilen örneklerde olduğu belirlendi (p<0,01). SEM ile yapılan değerlendirmelerde altıncı ayın sonunda, araştırmamızda kullanılan bütün materyallerin farklı ortamlarda yüzey yapılarında bozulmalar gözlendi.